Acı kaybımız

Bu başlığı okurken muhtemelen ünlü bir yazar veya âlim ya da sanatçı gibi toplumsal alanda söz bahsi çokça geçmiş bir insanın vefatı aklınıza gelmiştir.

A
a

Elbette aramızda istisna durumlarda olabilir. Güzel bir söz okumuştum. “Biri Acı Çeker, Biri de Gider O Acının Fotoğrafını Çeker ; Sonra Bütün Herkes O Acıyı İzler.” Günümüzün belki de en büyük sıkıntılarından biri acıyı izlemek. Acının gelmesine seyirci olmak. Sadece bize dokunmadığı için, bizim canımız yanmadığı için oturup Allah a riyakârca(ikiyüzlü) şükürler etmek.

Ünlü bir düşünür Başkasının Haline Bakıp Kendi Haline Şükredenlerden Tiksiniyorum demişti. Biz fiziksel bir eksikleri olan insanları gördükten sonra Allah a şükür ediyoruz. Dünyadaki en büyük engeller veya eksiklikler; Fiziksel Değil, Zihinsel eksikliklerdir. Bunu kabul edebilmek için fazla uzaklara gitmeye gerek yok. Duygu, vicdan, iman ve insaniyet eksikliği, bir insanın insan olabilmesi için en büyük engellerdendir.

Acı kaybımız dedik ya; aslında burada bir insanlık (K)aybından söz etmek istiyorum. Bir vicdan, iman eksikliğinden söz etmek. İnsanların yaşadıkları acıların çabuk unutuluşundan. Şairin deyişiyle: Hani herkes kalbinin içindeki sevginin ağırlığınca insandı ya; Kalplerde sevginin ağırlığını ölçmeyi bir yana bırakın, kalplerin var oluşundan şüphe eder olduk. Bir insanın, küçük bir çocuğun, sabinin, kadının, gencin ölümü bu hayattan yok oluşu bizim için sadece bir anlık duygusallık ifade ediliyor. Aramızda istisnai durumların olduğunu tekrar belirtmek istiyorum. İyi insanlar Güçlü İnsanlardır.

Ölümler sıradanlaştırılınca, acılarda sıradanlaştı. Ne oldu da kaybettik içimizdeki acı hissiyatını, Allah ın verdiği merhameti, vicdanı. Çoğumuz denk gelmişizdir ; insanlara yapılan zulüm ve haksızlıklar, kötülerin eserinin değil; iyi olan insanların sessizliğinden kaynaklandığını. Fikrimce; ilk adımda, insanların kendi içlerindeki ölen, gaflet uykusuna dalan; vicdanındaki, insanlığı diriltmesi uyandırması gerektiğidir. Sadece acı duyabildiğimiz için değil, başka insanların da acılarını hissedebilince o duyguları paylaşınca insan olabileceğimizin bilincinde olmak. Sevgi, Merhamet, Şefkat, Mutluluk daha bir sürü manevi duygu; bunlar da hiç şüphesiz, paylaşıldıkça çoğalır.

YUNUS demiş ya: “Bölünürsek Yok Oluruz, Bölüşürsek Tok Oluruz. “


Güroymak'ın Güncel ve Tarafsız Haber Sitesi